Hem rallinin, hem ameliyathanelerin şampiyonu oldu

2007’de ilk aort anevrizması (baloncuk) ameliyatını geçirdi, 2019’da bypass olmak zorunda kaldı. Aort anevrizmasının bu kez başka bir bölgede nüksettiği anlaşılmış ve üstelik 3 santim olması gereken damar çapı 10 santime ulaşmış, her an yırtılma tehlikesiyle saatli bomba gibiydi.

Bu tarihten itibaren Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal’ın gerçekleştirdiği 5 farklı ameliyatla, 5 yıl içinde boyundan kasığa kadar inen 60 santimlik aort damarının yüzde 90’ı yapay damarla yenilenen Erkek, yıllar süren aort anevrizması “rallisi”nden de zaferle çıktı.

Gençliğinden beri motosiklet tutkunu olan ve yaklaşık 20 yıl boyunca hem motosiklet hem de otomobil rallilerinde pistlerin yıldızı olarak spor tarihindeki yerini alan Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, tıp literatüründe de yer alacak.

ABD’de yapılan uluslararası Adventure Rallisi’nde 1990 yılında Dünya Şampiyonu olan Sıtkı Erkek, son 17 yılda geçirdiği 7 büyük kalp damar operasyonundan sağ çıkarak, ameliyathanelerin de “şampiyonu” oldu. İlk olarak 2007’de ölümcül aort anevrizması (baloncuk) ile ameliyata alındı.

Yaklaşık 12 yıl sonra damar tıkanıklığı nedeniyle bypass geçirdi. Üç ay sonra aort damarında tekrar anevrizma olduğu edildi. Çapı 3 santim olması gereken damarı,10 santime ulaşmıştı. Ve baloncuğun bulunduğu bölge tüm hayati iç organlarına bağlıydı. Erkek, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal’ın üç farklı branştan “cerrah ordusu” ile girdiği ve böbrek veya karaciğer yetmezliği, felç, bacağının kesilmesi gibi çok yüksek riskler taşıdığı bu ameliyat sonrası hastaneden yürüyerek çıktı.

Erkek’in anevrizma “rallisi” bununla da bitmedi, sonraki 4 yılda yine aort anevrizması nedeniyle, iki kez açık, iki kez de kapalı ameliyat oldu. Erkek, “Rallide dünya şampiyonluğum var, bu konuda da Türkiye şampiyonu oldum. Yarışlardaki pit stoplarda lastik değişir, benzin tamamlanır vs; benim pit stoplarım da yoğun bakımlar, ameliyathaneler oldu. Hepsinden de yenilenmiş olarak çıktım” dedi.

25 yıllık cerrahlık hayatında ilk kez böyle bir vakayla karşılaştığını kaydeden Prof. Dr. Cengiz Köksal, deneyimli ralli pilotunun kendisine ilk geldiğinde, öncesinde de kalp ameliyatı geçmişi olduğunu anlatarak şu bilgileri verdi:

– Sıtkı Bey bize 5 yıl önce geldi, 3 ay önce bypass olmuştu. Karnında bir baloncuk şüphesi vardı. 3 santim olması gereken ana damar çapının yaklaşık 10 santime ulaştığını gördük. Anevrizma dediğimiz bu durum, aort damarının ya göğüs bölgesinde ya da karında olur. Ama Sıtkı Bey’de 60 santimlik aort damarının hepsinde genişleme vardı. Bütün iç organları ve bacakları besleyen hayati organ damarları da o baloncuğun içinden çıkıyordu. Patladı patlayacak durumdaydı.

– Biz o endişeyle ameliyat planlamasını yaptık. Genel cerrah, ürolog ve 3 kalp damar cerrahı girdik ameliyata. Yaklaşık 8-9 saat sürdü. İç organların hepsini ayrı ayrı sanki kan alıyorlarmış gibi, yapay beslenme ünitelerine bağladık. Sonra ana damarla iç organlara giden damarları tek tek birleştirdik. En sıkıntılı aşama buydu çünkü böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, bacaklarda felç, bacakların kesilmesi risklerinin hepsi vardı. Ameliyattan sonra en güzel an, ayaklarını oynatabiliyor olmasıydı. Bundan 2 yıl sonra sağ kasığı, ondan 6 ay sonra sol kasığı, ondan da 2 yıl sonra da göğüs duvarında ve çapın 7,5 santime ulaşan aort damarını kapalı ameliyatla tedavi ettik.

60 SANTİMLİK ANA DAMARIN YÜZDE 90’I DEĞİŞTİRİLDİ

Kalpten çıkan ana damarı dahil kasıklara kadar giden bütün damarların suni olmasının fizyolojiye aykırı olduğunu ama Sıtkı Erkek’in hayata dönebilmesi için bunu yapmak zorunda kaldıklarını da anlatan Prof. Dr. Köksal, şunları söyledi:

Korktuk acaba bütün o bölgeyi endovasküler stent dediğimiz yapay damarla kapatırsak felç olabilir mi diye. En son, 17-18 santimlik düz bir stent koyarak bütün göğüs duvarındaki anevrizmayı kapattık. Son ameliyatı da sol kasıkta olan baloncuğu için yine yine kapalı yöntemle yaptık. Sıtkı Bey’in kalpten çıkan ve kasıklara kadar giden 60 santimlik ana damarının yüzde 96’sına müdahale edildi. Bunun 90’ı yani yaklaşık 50-52 santimlik kısmı da yapay damarla değiştirilmiş oldu.

– Bu şekilde aşamalı tedavi olup yaşayabilen, hasarsız hayatta kalabilen hasta sayısı literatürde de çok çok nadir. Aortunda dokunulmayan sadece 4 santimlik bir alan kaldı, tekrar anevrizma olma riski yok, çünkü hepsi suni damarla açık ya da kapalı yöntemle değiştirilmiş oldu. Sıtkı Bey tüm bu ameliyatlarda hayatının yaklaşık 30 saatini ameliyathanelerde geçirmiş oldu” diyerek sözlerini noktaladı.

Girdiği her kritik ameliyattan sağ salim çıkmayı başaran Sıtkı Erkek ise duygularını şöyle ifade etti:

– Genç yaşlarda motosikletle başladım ralliye. Motocross yaptım uzun yıllar, daha sonra otomobile geçtim. 1990 yılında Amerika’da dünya çapında bir yarışmada ülkemizi temsil edip dünya şampiyonluğu aldık. Hiçbir sağlık sorunum yoktu aslında. Motosikletle Marmaris’te tatildeyken ilk aort ameliyatımı oldum 2007’de. 11-12 yıl sıkıntı yaşamadım. Ondan sonra gerçek bir aort ameliyatı serisi başladı.

– Aslında biz bacağa giden ve çapı 5,5 santime ulaşmış bir aort damarım vardı, onun kontrolü için gitmiştik. Tesadüfen karın bölgemdeki asıl ana aort damarının çapının 10 santime ulaştığı anlaşıldı. Sonraki 5 yıl içinde her biri ayrı bir macera olan ameliyatlar oldum. Türkiye’de de bu konuda birinci olmak nasip oldu.

Ralli pistlerinde kaza geçirdiği ya da motosikletten düştüğünde, ilk aklına gelenin “Tekrar kalkıp nasıl devam edebilirim?” cümlesi olduğuna işaret eden Erkek, sözlerini şöyle noktaladı:

– Ben her ameliyat sonrası yoğun bakımda uyanışımda, hocamla bakışıp başardık dedim. Cengiz hoca ile tanıştıktan sonra o kadar rahat gidiyordum ki ameliyatlara. Yoğun bakımda ilk uyanma anımda hep yanımda olurdu, o büyük ameliyatımda her şey mükemmel, gözümü açıyorum ama ayaklarım ne halde, felç oldum mu olmadım mı, bunun endişesi var.

– Cengiz Hocam, yanında doçent yardımcısı, 6-7 kişilik cerrah ekibi gözümün içine bakıyor. Ben gaza bastığım o ayağımı, sağ ayağımı bir güçle tekrar hareket ettirince herkes çok mutlu oldu. Yarışlardaki o pit stoplarda lastik değişir, benzin tamamlanır, bir takım bakımlar yapılır vs. Benim pit stoplarım da yoğun bakımlar, ameliyathaneler oldu. O kadar yenilenmiş çıkıyorum ki tekrar devam ediyorum yoluma.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir