Bahçeli evlerin azalması, apartman dairelerinde yaşamın artması ve büyükşehirlerde yeşil alan olanaklarının kısıtlı olması, insanların zamanla ailelerin bir ferdi haline gelen hayvan dostlarını seçmelerinde de etkili oluyor.
Kentin park ve sokaklarına egzersiz yapmaları, sosyalleşmeleri ve tuvalet ihtiyacını gidermeleri için çıkarılan evcil köpeklerin çoğunun chihuahua, toy poodle, pug ve maltese gibi boyut olarak daha küçük ırklardan seçilmesi dikkati çekiyor.
Bu seçimde küçük ırkların daha az alan ve egzersize ihtiyaç duyması ve az tüy dökmesi, apartman yaşamına daha kolay uyum sağlaması gibi faktörler ön plana çıkıyor.
“İnsanların tercihleri mekan genişliği gibi farklı olgulara göre değişiyor”
Türk Veteriner Hekimler Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, yaptığı açıklamada, insanların birlikte yaşayacakları evcil hayvanları seçerken, tercihlerinin mekan genişliği gibi farklı olgulara göre değiştiğini söyledi.
Fizyolojik ihtiyaçları olan köpeklerin bakımlarıyla ilgili bazen sorunlar yaşandığını belirten Arslan, bu nedenle son zamanlarda bazı hayvanseverlerin küçük ırk köpekler ve kedi sahiplenmeyi tercih ettiğini aktardı.
Arslan, bunun nedenlerinden birinin evlerin daralması olduğunu belirterek, “Eskiden üç artı bir, dört artı bir evlerde otururken şimdi şehirlerin daralması ve nüfusun artmasıyla beraber daireler de küçülmeye başladı. İnsanlar daha dar bir alanda küçük ırklar tercih etmeye başladılar. Diğer önemli bir konu da aslında hayvanların ihtiyaçlarıyla ilgili. Bir hayvanın egzersiz yapabilmesi için yeterli alanının olabilmesi bilinçli hayvan severlerin tercihini etkiliyor. Hayvansever, bir hayvanı sahiplenirken kendi evinin büyüklüğüyle ilgili bir araştırma da yapıyor, ona göre karar veriyor” diye konuştu.
“Köpek cinsi seçiminde hayvanseverin kişiliği de etkili”
Arslan, köpek cinsi seçiminde hayvanseverin kişiliğinin de etkili olduğunu belirterek, “Bana köpeğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Herkes kendi mizacına uygun köpeği seçiyor aslında. Sakin insanlar sakin ve küçük köpekleri seçerken, bazıları statü göstergesine göre büyük ve güçlü hayvan seçiyor” diye konuştu.
Büyük ve küçük ırk köpekler arasında veteriner hizmetleri açısında pek bir fark olmadığını belirten Arslan, bu hayvanların beslenme şekli ve yedikleri mamamın miktarının değişim gösterdiğini anlattı.
Arslan, hayvanseverlerin köpek dostlarına kıyafet ve ayakkabı giydirmelerini önermediklerini kaydederek, “Köpeklerin ısısını dışarıya vermeleriyle ilgili insanlardan farklı bir yapıları var. Isılarını ağızdan verirler. Köpeklerin solunumu ağızdan vermeleri, enerjilerini atabilmelerinin tek yolu. Köpeklere giysi ve ayakkabı giydirilmesini önermiyoruz çünkü ayaklarının, reseptörlerinin yere temas etmesi lazım” dedi.
Ciddi bir hastalık geçirmedikleri sürece hayvanların üşümediğini dile getiren Arslan, hayvanlara giysi giydirmenin sağlıklarıyla ilgili riskler oluşturulabileceğini dile getirdi.
“Büyük köpek bahçe ister, dışarıda olmak ister”
“Mars” adını verdiği 5 yaşındaki poddle cinsi köpeğini Beşiktaş’taki bir parkta gezdirmeye çıkaran Erhan Çetinkaya küçük cins köpeklerin bakımının daha kolay olduğunu düşünenlerden biri.
Bu cins köpeklerin çok sosyal hayvanlar olduğunu belirten Çetinkaya, “Büyük köpek bahçe ister, dışarıda olmak ister. Küçük köpeklerin çok fazla öyle derdi olmuyor. Bu tür küçük cins hayvanlar çok sosyal. Dolaşmayı, birbirleriyle oynamayı seviyorlar. Sahipleri mama masrafını çok düşünmez ama elbette büyük bir hayvan ile küçük cinsin arasında maliyet açısından mutlaka fark var” ifadelerini kullandı.
Aynı parkta 8,5 aylık “Ricky” adını verdiği köpeğini gezdiren Hasan Kartın, French Bulldog ile Staffordshire Bull Terrier melezi olan köpeğinin tüylerinin çok kısa olmasının kendisi için bir avantaj olduğunu söyledi.
Kartın, küçük cinslerin bakımı daha kolay olsa da köpek bakmanın sorumluluk istediğini belirterek, “Bir çocuktan farkı yok. Düzenli yemeğini vermeniz, sokağa çıkarmanız gerekiyor. Gün boyu evde yalnız kalınca sıkılıyorlar. Eve gidince onunla ilgilenmenizi istiyorlar.” diye konuştu.
“Küçük ırk daha sevimli, istediğin yere alıp götürüyorsun”
“Çilek” adını verdiği köpeğiyle gezen Cüneyt Yılmaz ise “Evde ve ofiste bakımı çok zor. Muhakkak bir bahçe, toprak istiyor. Bayram tatilinde Ege tarafına götürdük. Hayvan bir anda değişti, gözlerinin içi parlamaya başladı. Oradaki mutluluğu bile hemen fark ediliyordu. İstanbul’a dönünce mutsuzlaştı tekrar, çünkü alanı daraldı. Orada hayvanlar var, toprak var, trafik yok ve mutlu. Burada ancak bahçeye, parka çıkarabilirsek mutlu olabiliyor. Evde bir karamsarlık halinde” diye konuştu.
Yılmaz, büyük ırk köpeklerin evdeki eşyalara zarar verebildiğini kaydederek, “Tuvalet eğitimi sıkıntı. Evde bakım için bazı kanunlar var. Hayvan 10 kilo üstüyse binadakilerden izin alınması lazım. Küçük ırk daha sevimli, istediğin yere alıp götürüyorsun. Masrafları arasında fark var. Mama tüketimi büyük ırklarda daha çok. Daha haşarı oluyorlar” değerlendirmesinde bulundu.